1 Kasım 2013 Cuma

AK Parti'den istifa etti!

Demokrat Parti’den Belediye Başkanı seçilen daha sonra da Ak Parti ’ye geçen Ali Ergin partisinden istifa edip bu kez de MHP ‘ye geçti. Ergin’le birlikte Belediye Meclis üyesi Muzaffer Tüzün de MHP ‘ye geçti.


Ortaköy Belediye Başkanı Ali Girgin’in MHP ‘ye girdiği törene MHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Kenan Tanrıkulu, İl Başkanı Ercan Daşdan ve partililer katıldı. Törende Ali Girgin ve Muzaffer Tüzün’ün rozetleri MHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Kenan Tanrıkulu tarafından takıldı.


MHP çatısı altına daha güzel işler yapacağına inandığını kaydeden Ortaköy Belediye Başkanı Ali Girgin, “Çalışmak için yakından tanıdığım bu çatı altına olmaktan dolayı mutluyum” dedi.



AK Parti'den istifa etti!

Gördüğünüz gibi herkes mutlu

Cumhurbaşkanı Gül, Türk-İngiliz 3. Tatlıdil Forumu’na katılmak üzere İskoçya’nın başkenti Edinburg’a hareketinden önce Sabiha Gökçen Havalimanı’nda bir basın toplantısı düzenledi.


Gül, “Dünkü meclisteki manzarayı nasıl değerlendiriyorsunuz?” şeklindeki soruya, “Gördüğünüz gibi herkes mutlu oldu. Herkes bu tip normalleşmeye katkı verdi. Bütün siyasi partilere teşekkür ediyorum bu anlamda” dedi.


“HEPSİNE TEŞEKKÜR ETTİM VERDİKLERİ DESTEKTEN DOLAYI”


“CHP Milletvekili Şafak Pavey’in de bir isyanı vardı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz acaba?” şeklindeki soruya Cumhurbaşkanı Gül, “Söyledim işte hepsine teşekkür ettim verdikleri destekten dolayı” diye cevap verdi.



Gördüğünüz gibi herkes mutlu

Tarihi cami hayata döndü

Ankara Altındağ’da tarihi değerleri bir bir hayata dönüyor. Restorasyonu tamamlanan Arslanhane Camii, dualar eşliğinde yeniden ibadete açıldı.


Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki’nin katıldığı açılış törenine, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz ve AK Parti Milletvekilleri ile Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem katıldı.Bülent Arınç yaptığı konuşmada Arslanhane Camii’nin Ahilik geleneğinde önemli bir yere sahip olduğunu belirterek, camiye sahip çıkan herkese teşekkür etti.


Restorasyon sürecini yakından takip ettiğini söyleyen Arınç, restorasyonla yenilenen caminin Ankara’ya hayırlı olmasını temenni etti.Cuma namazını Arslanhane Camii’nde kılan protokol üyeleri ve vatandaşlar, ardından geleneksel Osmanlı şerbeti içti.


ARSLANHANE CAMİİ SELÇUKLU MİMARİSİ İLE DİKKAT ÇEKİYOR


Arslanhane Camii, Ankara’da Selçuklu Mimarisini yansıtan en önemli cami olarak dikkat çekiyor. Altındağ sınırları içinde bulunan ve 13. yüzyılda yapılan cami ahşap yapısıyla büyük beğeni topluyor. Söz konusu cami üzerinde yapılan ilk restorasyon çalışması Ahi Şerafettin tarafından gerçekleştirildi. Caminin en dikkat çekici özelliklerinden biri de inşa sırasında yapıda kullanılan taşlar. Arslanhane Camii’nin yapımında kullanılan taşların bir kısmı Roma ve Bizans Medeniyetlerine ait. Arslanhane Camii ise adını bu taşlarda bulunan aslan motiflerinden alıyor.



Tarihi cami hayata döndü

O bir Edirne sevdalısıydı!

Tarihçi ve yazar 84 yaşındaki Oral Onur, Edirne Valiliği’nin davetlisi olarak katıldığı 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı resepsiyonun ardından kaldığı Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü misafirhanesinde ölü olarak bulundu.


Kalp krizi geçirerek hayatını kaybettiği tahmin edilen 2010 yılı TBMM Onur ve Üstün Hizmet ödüllü Onur’un cesedi yapılan incelemenin ardından hastane morguna kaldırıldı.


Edirne tarihini konulan çok sayıda kitabı yayınlanan tarihçi ve yazar 84 yaşındaki Oral Onur, geçen Pazartesi günü Edirne Valiliği’nin davetlisi olarak son 3 yıldır yaşadığı İstanbul’dan, Edirne’ye geldi. Cumhuriyet Bayramı kutlamalarının ardından tarihi Ekmekçizade Ahmetpaşa Kervansaray’ında düzenlenen resepsiyonuna katılan Onur, gecenin ardından Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü misafirhanesine gitti. Bugün saat 12.30 sıralarında misafirhanedeki odaları temizlemek için üçüncü kata çıkan temizlik görevlisi Oral Onur’un kaldığı 220 numaralı odadan koku geldiğini duydu. Yedek anahtarla açılan odada Oral Onur’un yatağında hareketsiz yattığını gören misafirhane görevlileri polis ve ambulansa haber verdi. Yapılan incelemede evli ve 2 çocuk babası Oral Onur’un yaşamını yitirdiğini belirlendi.


3 GÜN SONRA BULUNDU


Tarihçi ve yazar Oral Onur’un ölü bulunduğunu duyan Edirne Belediyesi Başkan Yardımcısı Dr. Ertuğrul Tanrıkulu, misafirhaneye gelerek görevlilerden bilgi aldı. Oral Onur’un, Edirne’yi konu alan çok sayıda eseri olduğunu ve çok üzüldüğünü belirten Tanrıkulu, “Edirne ve tarihi için çok önemli bir yazarı, insanı kaybettik. Çok üzgünüm, Cumhuriyet Bayramı respsiyonunun ardından kalmak için buraya gelmiş ancak 3 gün sonra odasından gelen koku üzerinden ölü bulundu. Yakınlarına ve Edirnelilere başsağlığı diliyorumö dedi.


OĞLU TELEFONDA ÖĞRENDİ


Ardından telefonla Altay Onur’a ulaşan Başkan Yardımcısı Ertuğrul Tanrıkulu, Oral Onur’un öldüğünü oğluna telefonda söyleyerek haber verdi. Oral Onur’un cesedi Cumhuriyet Savcısı Fahri Mutlu Tosun’un yaptığı incelemenin ardından Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi morguna kaldırıldı.


ÜSTÜN HİZMET ÖDÜLÜ ALMIŞTI


10 Mayıs 1929’da Edirne’de doğan Oral Onur, Edirne Lisesi’ni bitirdikten sonra ticari hayata atılmıştır. 1990 yılına kadar pansiyon, mocamp-camping ve lokanta işletmeciliğinde bulunan Onur, Edirne tarihi, sanatı ve kültürü ile ilgili olarak 1970’li yıllardan bugüne kadar, araştırma-inceleme ve derleme kitap yayımlamıştır. 3 yıl önce İstanbul’a taşınan Onur, Edirne’ye yaptığı hizmetlerinden dolayı 2010 Yılı TBMM Üstün Hizmet Ödülü’ne layık görülmüştü.



O bir Edirne sevdalısıydı!

Ayıya kafa göz daldı!

Rusya’nın Kuzey Kafkasya’daki Yakutistan bölgesinde ayı saldırısına uğrayan ihtiyar çiftçi, inanılmaz şekilde hayatta kalmayı başardı.


Kabardino-Balkarya’da yaşanan olayda, eskiden çobanlık yapmış olan 80 yaşındaki Yusuf Alçagirov, yerel bir televizyon kanalına yaptığı açıklamada, tekme sallayıp kafa atarak ayıyla mücadele ettiğini söyledi. Ayının dikenlik bir alanda kendisine doğru gelmeye başladığını söyleyen Alçagirov, elindeki bıçağı ayıya saplamaya çalıştığını ancak hayvanın bir darbesiyle bıçağın uzağa fırladığını belirtti. Boğuşma sırasında hayvana kafa atmasının ayıyı kızdırdığını söyleyen Alçagirov, iyice çileden hayvanın kendisini uçurumdan aşağı fırlattığını ifade etti.Ayının daha sonra olay yerinden uzaklaştığını söyleyen Alçagirov, kendi imkanlarıyla eve ulaşmayı başardığını kaydetti.


“TAVUK GİBİ KAÇSAYDIM…”


Pençe darbeleri nedeniyle vücudunda derin yarıklar oluşan Alçagirov’un ayrıca dört kaburgasının kırıldığı, vücudunun bazı yerlerinde çürükler oluştuğu belirtildi. Olayın ardından hemen hastaneye kaldırılan Alçagirov’un tedavisinin ardından taburcu edildiği ve sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi.


Eve döndükten sonra medyanın ilgi odağı olan Alçagirov, “Ayıdan kurtulmam zor olmadı. Tavuk gibi korkup kaçsaydım beni öldürürdü” diye konuştu. Bu arada köylüler, ayının Alçagirov’a öldürmek amacıyla saldırmadığına inandıklarını belirterek, aksi takdirde yaşlı adamın hayatta kalmasının çok zor olacağını söylediler.



Ayıya kafa göz daldı!

19 ayda Erzurum'a geldi

Almanya’nın Münih kentinden 19 ay önce yürüyerek yola çıkan 32 yayındaki Stephan Meurisch, 5 bin 800 kilometre katederek Erzurum’a geldi.


Avusturya, Slovakya, Macaristan, Romanya, Bulgaristan’dan geçip Türkiye’ye giriş yaptığını ve Erzurum’a geldiğini belirten elektirik teknisyeni olan Stephan Meurisch, buradan sonra Gürcistan, Ermenistan, İran, Pakistan, Hindistan, Nepal üzerinden Çin’e gideceğini söyledi. Dünyayı yürüyerek gezmenin kendisi için bir hayal olduğunu anlatan Meurisch, bu rüyayı gerçekleştirmek için yola çıktığını ifade etti. Yürüyüş boyunca 4 çift ayakkabısının yırtıldığını 5′incisini Erzurum’da alacağını kaydeden Meurisch, ayaklarında bir numara büyüme olduğunu söyledi. Otoban yerine köy ve yaylalardan yürüdüğünü, yolunu navigasyonla bulduğunu ve otostop yapmadığını belirten Stephan Meurisch, gittiği yerlerde çalıştığını ve kazandığı paralarla yürümeye devam ettiğini aktardı.


GÜNDE 20 KİLOMETRE YÜRÜYOR


11 aydır Türkiye’de bulunduğunu ve Türkçe’yi az da olsa öğrendiğini anlatan Stephan Meurisch, yolculuğu hakkındaki düşüncelerini, çektiği fotoğrafları ve günlük olayları ‘longtrailtotibet.blogspot.com’ sitesinde paylaştığını belirtti. Babasının hayatta olmadığını, annesinin ise kendisi için çok endişelendiğini ifade eden Meurisch sözlerini şöyle sürdürdü:


“Hergün 20 kilometre yürüyorum. Münih’ten yola çıkarken az miktar param vardı. Gittiğim yerlerde boya yaptım, zeytin topladım, inşaatlerde çalıştım. Köylerde bağ ve bahçe işleri yaptım. Türkiye’de İstanbul, Kocaeli, Yalova, Bursa, İznik, Manisa, Balıkesir, İzmir, Muğla, Antalya, Konya, Sivas, Nevşehir, Erzincan’a gittim. Erzincan’dan Erzurum’a 13 günde geldim. Buradan Trabzon’a gideceğim. Yolculuk boyunca hiç sorun yaşamadım. Sadece soğuk algınlığından dolayı hastalandım. Türkiye’de köyleri çok beğendim. Gittiğim her yerde bana iyi davrandılar.”


“ÇİN’E GİTMEM 4-5 YIL SÜRER”


Türkiye’de çok arkadaşının olduğunu da söyleyen Meurisch, “Bana çok iyi davrandılar. Yatacak yer ve yemek verdiler. Çantam 28 kilogram. İlk başlarda çok ağır geliyordu ancak şimdi alıştım. Evli değilim ama Almanya’da bir kız arkadaşım var. Münih’te büyük bir mağazada çalışıyordum ama istifa ettim. Sanırım Çin’e gitmem 4-5 yıl sürer” dedi



19 ayda Erzurum'a geldi

Mezarda ölüm provası!

Evinin önüne mezarını yaptıran yaşlı adam, yaptırdığı mezarının üstüne yatarak ölümün provasını yapıyor. Antalya’nın Manavgat ilçesinde 78 yaşındaki Hasan Aydın, ölmeden evinin önüne mezarını yaptırdı. Aydın, yaptırdığı mezarının günlük temizlik bakımı yaparak ‘Bir ayağım bu dünyada, bir ayağım öbürkü aleme yakın’ diyerek üstünde bazı zamanlar uyuduğunu belirtiyor.


EŞİNİN VEFATINDAN SONRA ÖLÜME HAZIRLANDI


55 yıldır Manavgat’ta inşaat ustalığını yaptığını anlatan Aydın, eşi vefat ettikten sonra ölüme hazırlık olmak lazım diyerek kendi mezarını kendisinin yaptırdığını söyledi. Evinin önünde hazır bulundurduğu mezarının günlük bakımını yaptığını aktaran Aydın, ölümünün korkulacak bir yerin olmadığını kaydetti.


“KALP KIRMAYA DEĞMEZ”


Dünyanın fani olduğuna dikkat çeken Aydın, hayatın kısa olduğunu ve dünya malı kazanmada gönül yıkmaya değmeyeceğini söyledi. Mezarını ölüme hazırlıklı olmak için yaptırdığını anlatan Aydın, “Dünya hayatı çok kısa. İnsan kalbi kırmaya değmez. Bu dünya Sultan Süleyman bile kalmamış. Değil ki bize kalsın. Dünya hayatı çok kısa gönül kırmaya değmez. Onun için dünya malı kazanmada kalp kırmayalım. Hepimizin gideceği yer burası.”ifadesini kullandı.


ÇEVRESİNDEKİ HERKES ŞAŞKIN


Manavgat PTT’de postacı olarak çalışan Mehmet Ali Özçelik, Hasan Aydın’a ilk posta getirdiğinde evinin önünde mezarı olduğunu görünce şaşkınlık geçirdiğini söyledi. Türkiye’nin değişik illerinde memur olarak çalıştığını ilk defa Manavgat’ta bir kişinin ölmeden mezarını yaptırdığına şahit olduğunu anlatan Özçelik, “İlk postayı getirdiğimde Hasan Aydın sağ olup karşımda görünce şaşırdım. Bir Hasan Amcaya baktım bir de evinin önündeki mezarına baktım. Şaşırdım kaldım.”diye konuştu.


Pazarcılık yapan Akif Arslan, ev önünde ölmeden kendi mezarını yaptırma işini ilginç bulduğunu söyledi. Arslan,ölüme hazırlık için iyi bir düşünce olduğunu ifade etti.



Mezarda ölüm provası!